Öncelikle Ramsey kuralından hareketle aşırı esnek vergi sistemlerinde
vergi yükü karşısında kişilerin tepkileri daha belirgindir.
Hiç şüphesiz vergi ahlakı toplumların eğitim düzeyine genel gelir
düzeyine ve vergiye karşı oluşturulan sosyal bilincin görülmesi açısından
toplumdan topluma farklılıklar göstermektedir.
İyi bir vergi hasılatı öncelikle Maliye politikasının etkinliğine daha
sonra vergi ahlakına bağlıdır. Ancak siz ne kadar vergi bilincini geliştirmeye
yönelik seminerler vergi haftaları oluştursanız ve yaptığınız faaliyetler
başarılı olsa dahi bireyler rasyonel olarak ödenen vergi gelir maksimizasyonu
yapacakları için aşırı vergilemelerde vergiye karşı bazı tepkiler
göstereceklerdir. İşte burada ki en büyük sorun vergi yükü karşımıza çıkıyor. İşte
bireyler burada iki durumundan birisini seçiyor. Ya ödediği vergi karşısında
daha çok çalışmayı daha çok gelir elde etmeyi yani gelir etkisini ya da kişi
ödediği vergi karşısında bir baskı hissediyor. Ve bu vergi yansıtamadığı için
daha çok çalışmak yerine boşta kalmayı tercih ediyor. Buda ikame etkisi olarak
karşımıza çıkar. İkame etkisi toplum için tehlikeli eşiktir. Kişiler çalışmak
yerine boşta kalmayı tercih ederler se kişilerin atıl olarak bıraktığı iş
kollarında üretimde azalma meydana gelecek ve gelir seviyesi düşecek ve ödene
vergi miktarı azalacaktır. İşte bu
nedenden dolayı Corlett-Hague Kuralı karşımıza çıkar. Corlett – Hague boş zamanın
tamamlayıcısı olan faaliyetlerin vergilendirilmesi teorisini geliştirmiştir.
Buna konuda en belirgin örnekler golf ve yat kulübü ya da bilgisayar
oyunlarının fiyatlarının yüksek olmasını örnek gösterebiliriz. Dikkat ederseniz boş zamanın tamamlayıcısı
faaliyetler lüks faaliyetlerdir. Yani kişinin boş zamanın tamamlayıcısı
ürünleri seçerken de belli gelir lamelerinin varlığı gözümüze çarpar.
AHMET DANAOĞLU
Yorum Gönder