GİRİŞ:
Son
zamanlarda gerek siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel gelenek görenek ve tüm
unsurları ile bir sistemi ülkecek tartışıyoruz bu sistem başkanlık sistemi
öncelikle bu sistemin anayasal hukuk literatüründeki yerine daha sonra sistemin
ülkenin siyasi yapısına ve daha sonrada işin boyutuna ekonomik büyüme ve kalkınma
çerçevesinden bakacağız.
Başkanlık
Sistemi Nedir?
Başkanlık sistemi temsili siyasal sistemlerden
birisidir. Bu sistemin tek başarılı örneği Amerika’da olduğu için tartışmalar
genelde bu ülke üzerinde yoğunlaşmakta ve incelemeler de bu ülke esas alınarak
yapılmaktadır. Bu sistemin başkanlık olarak nitelendirilmesinin en büyük sebebi
başkana atfedilmiş olan geniş yetkilerdir. Yürütmenin başının doğrudan doğruya
halk tarafından seçildiği ve görevde kalmak için yasamanın güvenine ihtiyaç
duymadığı bu sistemde; yürütme tamamen yasamadan bağımsızdır. Dolayısıyla,
yürütmenin varlığını devam ettirebilmesi yasamaya bağlı değildir. Başkanlık
sisteminin, eleştirilen diğer hükümet sistemlerinden ayrılmasını sağlayan temel
noktalar ise; başkanın doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesi, görev
süresinin sabit olması ve söz konusu bu yürütme organının tek bir kişiden
oluşmasıdır.[1]
Anayasa literatüründe
başkanlık sistemi kuvvetler ayrılığı ilkesinin sert bir şekilde uygulandığı
yasama ve yürütmenin keskin çizgilerle ayrıldığı bir sistemdir. Başkanlık
sisteminin avantajları ve dezavantajları olmak üzere ikili bir yapısı vardır.
Avantajlı
noktaları başkanlık sistemi güçlü hükümetlere, istikrarlı hükümetlerin oluşmasına
zemin hazırlar ve demokrasinin parlamenter sisteme göre daha gerçekçi
uygulandığı bir düzendir. Çünkü parlamenter sistemde halk devlet başkanını
direk seçmez öncelikle parlamento üyeleri seçilir ve seçilen parlamento üyeleri
arasından oylama yapılır ve Cumhurbaşkanı seçilirdi bu durum 2007 referandumuna
kadar böyle idi daha sonra Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği hükmü
getirildi. Eski usule göre ele aldığımızda halk bizzat devlet başkanını
seçemiyordu dolaylı ve aracılı bir yapı mevcut idi. Başkanlık sisteminde ise
durum farklı şekillenmektedir gerek yürütmeye başkanlık yapacak kişi ve yasama
organının başı halk tarafından bizzat seçilir ve halk kendisini yönetecek
kişiyi birinci kişi olarak aracısız seçer ve parlamenter sisteme göre daha
demokratik bir ortamın oluşmasına yol açar tabi ki literatürde geçen olumsuz
yönlerde mevcuttur bunlar yasama ve yürütme organlarının başındaki kişilerin
meşru kimliğe dönüşmeleri kendilerini tek adam görüp birbirlerine üstünlük
kurma hevesleri ve parlamenter sistem gibi esnek olmayışı da sistemin anayasa
literatüründe geçen olumsuz yanları olarak gösterilebilir.
Başkanlık
Sisteminin Siyasi Yapıya Katkısı
Ülkemizde
Başkanlık sistemi ile alakalı çok şey söylenmektedir. Çoğunlukla ütopik ve
gerçekçi olmayan olağan üstü hikayelerle süslenen bu sisteme gerçekçi ve
bilimsel bir çerçevede bakmak gerekir sistemin özelliklerine ve bu sistemin
dünya üzerinde ki benzerleri ile ülkemizi karşılaştırmak biraz yüzeysel bir
yorumlama olur işin derinine indiğimizde bu sistemi savunan günümüz hükümet
temsilcileri ve Cumhurbaşkanı’nın bahsettiği sistemin yapısı diğer ülkelerin
sisteminden çok çok farklıdır. Cumhurbaşkanı ve Hükümet temsilcilerinin
savunmuş olduğu başkanlık sisteminin amacı siyasal yapı olarak düşündüğümüzde
günümüzde maalesef çok hantallaşsan ve bizim önümüzde ciddi anlamda gerek ülke
menfaatlerine ve ekonomik istikrarı olumsuz etkileyen hantallaşmış bürokrasinin
belini kırmaktır. Bürokrasi dediğimiz olgu seçmen ve siyasi partilerin arasında
kalan ve bütçe maksimizasyonunu amaçlayan bir siyasal karar alma aktörüdür ve
siyasi kanattan alınan kararları seçmene uygulayacak olan kesim bürokrasidir.
Bürokrasi
kendisine sürekli bir alan açmaya çalışır ve bu yüzden bütçesini sürekli yüksek
tutmaya çalışır eğer ülkede vatandaşlar bir kamu kurumuna gittiğinde el pençe
divan duruyorsa kurum elemanlarının vatandaş üzerinde baskı ve korkusu mevcutsa
o ülkede bürokrasi otoriter ve hantaldır. Böyle bir durumda kamu kaynaklarını
kullanma yetkisi olan iktidarın almış olduğu kararlar bürokrasinin çıkarlarına
uymuyorsa alınan kararlar bürokrasi tarafından seçmenlere yanlış aktarılarak
siyasi partinin iktidarlığını tehlikeye sokup bir istikrarsızlık ortamının
oluşmasına neden olabilmektedir ve maalesef bu bürokrasinin hantal, otoriter ve
kendi alanlarının dışına çıkmış hali istikrarsızlıklara neden olmaktadır.
Bununla birlikte baskı ve çıkar grupları siyasi partiler, sivil toplum
kuruluşları ve sendikalarda bürokrasinin bu kadar güçlü olduğunu gördükleri
içinde hep kendi adamlarını bürokrasiye sokma benimde bu alanda bir adamım
olsun anlayışı yıllarca ülkemizde sürüp gitmiştir ve hala bu anlayış devam
etmektedir. Bürokrasinin siyasi parti ve seçmen arasında bu derece büyümesi ve
güçlenmesi siyasi parti-seçmen ilişkisini tam anlamı ile sağlayamamakta ve
temel organlar olan yasama, yürütme ve yargı organlarına zarar vermektedir.
Başkanlık
sistemi ile birlikte yürütme organının güçlenmesi söz konusu olacaktır ve
başkanlık sisteminin getireceği güçlü ve istikrarlı hükümetler bürokrasinin
hantallığını ve otoritesini kıracak ve bürokrasiyi kendi alanına çekecektir. Bu
sayede kamu kaynaklarını kullanma yetkisi olan iktidar partisi ve muhalefet
partileri ile seçmen arasında iletişim çok daha iyi bir şekilde
gerçekleşecektir.
Başkanlık
Sisteminin İktisadi Yaşama Katkısı:
Ülkenin
ekonomik çıkarları doğrultusunda düşünecek olursak öncelikle başkanlık
sisteminin getireceği istikrar ortamı ve bürokrasinin kendi alanına çekilmesi
bu nedenlerden dolayı sıkışıp kalan harekete geçemeyen ekonomik yapıyı ve yeni
yatırımları harekete geçirecektir. Başkanlık sistemi kurumsal alt yapı
problemlerinden biri olan bürokrasiyi baskılayacağı için ekonominin gidişatına,
yatırımlara ve yatırımlar doğrultusunda üretim artışına neden olacaktır. Üretim
artışı da ekonomik büyümeyi olumlu etkileyecektir. Günümüzde ekonomi ile ilgili
projeler hazırlanıp uygulamaya geçileceği zaman kurumsal alt yapı problemleri
ortaya çıkmakta ve ülkemize katkısı olacak iç ve dış yatırımların önüne engel
olmaktadır. Bu durumda kurumsal alt yapının en önemli unsurlarından olan
hantallaşmış bürokrasi başkanlık sistemi ile çözülecek ve ekonomik anlamda
ülkemiz gelişme sürecine çok daha hızlı bir şekilde devam edecektir.
SONUÇ
Sonuç olarak
başkanlık sistemi ülkemizin siyasi ve ekonomik yapısına katkısı olacaktır.
Ülkemizde uygulanması muhtemel sitemi başka bir ülkede uygulanan başkanlık
sistemine benzetmemek gerekir benzer yönleri olması muhtemeldir ama farklı
yönleri de olacaktır. ABD, Almanya veya Rusya'da ki gibi bir eyalet sisteminin
ülkemizde uygulanması muhtemel sistem ile aynı olacağını düşünmemeli ve
uygulanacak sistemin yıllarca ülkemizde problem olmuş alanlara yönelik
uygulanacağını ve çözüm arayacağını unutmamak gerekir.
[1]Emrah Karaca Eren, “Başkanlık Sisteminin
Türk Parti Sistemi Açısından Türkiye’de Uygulanabilirliği”, Gazi Üniversitesi
İ.İ.B.F. Dergisi, (Ankara : 2002), s. 137- 138
GÜRKAN DANIK
Yorum Gönder